I. Vergi Cenneti Nedir? Yatırımcılar Neden Vergi Cenneti Ülkelerini Tercih Eder?
Vergi cenneti, vergilerin hiç olmadığı veya çok düşük olduğu ülke ya da bölgelerdir. Yatırımcılar için önemli kriterlerden bir tanesi kuşkusuz vergilerdir. Yatırımcılar genellikle az vergi verip, genel maliyetleri minimuma düşürme eğilimindedir. Bu sebepten ötürü bazı yatırımcılar, vergi cenneti olan bölgelere nakit akışı sağlamaktadır. Bu tip ülkelerde genellikle katı yasalar olmadığından ötürü yatırımcıların para transferlerini yapabilmesi çok daha kolaydır. Özellikle para kaçırma, kara para aklama gibi durumlarda vergi cenneti olan ülkeler günümüzde sıkça bir yatırım aracı olarak tercih edilmektedir.
II. Ülkeler Neden Vergi Cenneti Olmayı Seçer?
Bazı ülkelerin vergi cenneti şeklinde (az ya da sıfır vergi) olmasının temel sebebi ise kendi ülkelerindeki para girişini arttırma düşüncesidir. Genellikle vergi cenneti olan ülkelerinin çoğu ada ülkeleridir. Ada ülkelerinin nüfusları ise genellikle son derece düşüktür. Ülkelerin konumunun (adaların yapısı, dağlık olması, sanayileşmenin iklimsel ve yapısal olarak mümkün olmaması vb.) elverişsizliğinden dolayı sanayi, tarım ve hayvancılık sınırlı olarak gelişmiştir. Bu durumdan dolayı ada ülkeleri genellikle "vergi cenneti" olmayı seçerek yabancı yatırımcıyı kendi ülkesine çekmek istemektedir. Bu sayede hem kendi ülkelerine para girişi ve transferleri sağlanacak, hem de yatırım olanaklarının oluşması durumunda ülke içerisinde istihdam ve kaynak artışı gerçekleşecektir.
III. Off-Shore (Kıyı Bankacılığı) ve Vergi Cenneti
Kıyı bankacılığı denilen olgu 1960'lı yıllardan itibaren, genellikle vergi cennetleri denilen ülkelerde oluşmaya başlamıştır. Bu ülkeler sağladıkları vergi avantajları ve denetimsizlik ile fon yatırımları ve finansal hizmetler bakımından bir cazibe merkezi oluşturmuşlardır. Vergi cennetlerinde gelir ve sermayeden vergi alınmamasının yanında, banka ve ticari sırların korunması, aktif bir banka sektörü altyapısı bulundurulması, iyi bir iletişim ağı ve teknolojisine sahip olunması, istikrarlı bir politik ve ekonomik görüntü sergilenmesi, temel belli başlı özelliklerindendir. (A. Cimat, 2004; M.D.,80)
Yukarıdaki sebeplerden ötürü vergi cenneti olan ülkelerin birçoğu kıyı bankacılığı sistemi kullanır. Kıyı bankacılığı sistemi olan ülkeler yatırımcılar açıdan büyük bir teşvik sağlamaktadır. Vergisel açıdan avantajları bir kenara bırakırsak, kıyı bankacılığı kullanan yatırımcıların kimlikleri ve hesap bilgileri kolay kolay paylaşılmaz. Bu sebepten ötürü para aklama ya da parayı kaçırma gibi olaylar için kıyı bankacılığı oldukça iyi bir tercihtir.
Günümüzde Bahama Adaları, Hong Kong, Panama, Lüksemburg, İsviçre, Bahreyn gibi yerlerde kıyı bankacılığı kullanılmaktadır. Aynı zamanda Güney Kore, Filipinler ve Singapur'da da kıyı bankacılığı yapılmaktadır.
28 Kasım 2017 Salı
19 Kasım 2017 Pazar
Proforma Bilanço
Proforma bilanço; mevcut mali verileri kullanarak geleceğe ilişkin tahminen hazırlanan bilançodur. Açıkçası proforma çalışmaları genellikle günlük hayatta (pratikte) pek kullanılmaz. Daha çok SMMM Yeterlilik ve bazı kurum sınavlarında yer alan bir konudur. Yine de günümüzde bazı büyük ve kurumsal firmalarda az da olsa proforma çalışmaları kullanılmaktadır.
Proforma (geleceğe dönük) çalışmalar yaparken genelde en çok kullanılan araçlar, mali tablolardır. Geleceğe yönelik tahmin edilecek araçlara göre, uygun tablolar seçilir. Genellikle satılan malın maliyeti tablosu, nakit akış tablosu, bilanço ve mizan gibi tablolar kullanılır.
Proforma (geleceğe dönük) çalışmalar yaparken genelde en çok kullanılan araçlar, mali tablolardır. Geleceğe yönelik tahmin edilecek araçlara göre, uygun tablolar seçilir. Genellikle satılan malın maliyeti tablosu, nakit akış tablosu, bilanço ve mizan gibi tablolar kullanılır.
Preforma bilanço genellikle büyük kurum ve kuruluşlarda geleceğe dair alınacak olan kararların ve stratejilerin daha sağlıklı olabilmesi açısından önemlidir. Proforma tablolar daha çok bütçeleme sistemi ile çalışan firmaların bütçelerinin belirlenmesine yardımcı olmaktadır.
Preforma bilanço hazırlanırken aktiflerin ve pasiflerin birbiri içerisindeki dengesi son derece önemlidir. Eğer ki proforma bilançoda "Aktiflerdeki artışlar > Pasiflerdeki artışlar" ise işletmenin ilerleyen dönemlerde fazladan kaynağa ihtiyaç duyması durumu söz konusudur.
20 Ekim 2017 Cuma
Yıllık Ücretli İzin Hakkında
Yıllık ücretli izin, işçilerin yoğun iş temposunda çalışmalarının ardından belli bir süre boyunca zihinsel ve bedensel olarak dinlenmesidir. Bu dinlenmenin ardından işçiler hem motivasyon hem de verimlilik olarak bağlı olduğu iş yerine daha fazla katkı sağlayabilirler.
Yıllık ücretli izin her ne kadar İş Kanunu 53.maddesi tarafından genel olarak düzenlense de, aslında yıllık izin her şeyden önce anayasal bir haktır. Anayasa'nın 50. maddesi 3.fıkrasında "Dinlenmek, çalışanların hakkıdır." ibaresi geçmektedir. Ayrıca "Yıllık izin hakkından vazgeçme" gibi bir durumun olmadığını da ayrıca belirtmek gerekiyor.
1. Yıllık Ücretli İzin Süreleri
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesine baktığımızda yıllık izinin kullanılması için için işçinin en az 1 yıl boyunca çalışmış olması gerekmektedir.
Yukarıdaki tabloda hizmet sürelerine göre yıllık olarak kullanılabilecek ücretli izin süreleri gösterilmektedir. Hiçbir zaman işveren ya da işçi tabloda yer alan yıllık izin sürelerinden daha az izin yapamaz.
Tablonun iki farklı istisnasının olduğunu da ayrıca belirtmek gerekiyor.
a. On sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. (İş K. md.53)
b. Yer altında çalışan işçilerin yıllık izin süreleri tablodaki izin günlerine dörder gün ilave edilerek uygulanır.
Ayrıca isteğe bağlı olarak yıllık izin süreleri "iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile" arttırılabilir.
2. Yıllık Ücretli İzin Kullanımı
Yıllık ücretli izinlerin, yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir. (İş K. md.60)
Yukarıda belirtildiği gibi işçi yıllık iznini kullanmadan önce ilk olarak işverene haber vermesi gerekir. Bunun sebebi siz izninizi kullandığınızda işveren de sizin boşluğunuza göre gerekli tedbiri almasıdır.
Yıllık izninizi kullanırken izin sürenizi tek bir seferde kullanabilirsiniz. (Örn: 2 yıllık bir hizmet süreniz var. Kıdeminize göre toplamda 14 gün yıllık izin hakkınız oluyor. Bu süreçte 14 günü topluca kullanabilirsiniz.)
a. Yıllık İzinlerin Bölünerek Kullanılması
2016'nın Mayıs ayında yürürlüğe giren torba yasa itibariyle artık yıllık izinlerinizi bölerek kullanabilme hakkı yeniden düzenlenmişti. Eskiden izinlerimizi 3 parçaya bölüp kullanabiliyorduk. Güncel yasa ile izinlerimizi izinlerimizi, işverenle anlaşarak istediğimiz kadar bölebiliyoruz. Tek şartı ise bölünen izinlerden birinin en az 10 gün olması şeklindedir.
Örn: 14 günlük izin hakkımız var. (10 gün + 1 gün + 2 gün + 1gün şeklinde kullanabilirsiniz.)
3. Yıllık Ücretli İznin Diğer Özellikleri
a. İşten ayrılmanız halinde yıllık ücretli izinleriniz yanmaz. Yıllık izin süresindeki ücretinizi alabilirsiniz.
b. Bir yıl içinde kullanmadığınız izinler de kesinlikle yanmaz ve sonraki döneme devreder.
c. Yıllık izni kullanmayıp bunun yerine ücretini talep etmek ise kanunen yasaktır. Ne yazık ki pratikte bu yasak bazen ihlal edilebilmektedir.
d. Yıllık izin kullanırken başka bir işte çalışmak kanunen yasaktır.
e. Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir şehirde geçirecekse izin gününüze ek 4 günlük yol izni alabilirsiniz. Bunu yaparken mutlaka başka bir şehre gittiğinize dair yol bileti vb. şeklinde belgelendrmeniz gerekir. (Örn: Çalıştığımız şirket İstanbul'da yer alırken, yıllık iznimizi memleketiniz olan Isparta'da kullanacaksanız. Yolculuğunuzu belgelendirip 4 günlük yol iznini kullanabilirsiniz.)
Yıllık ücretli izin her ne kadar İş Kanunu 53.maddesi tarafından genel olarak düzenlense de, aslında yıllık izin her şeyden önce anayasal bir haktır. Anayasa'nın 50. maddesi 3.fıkrasında "Dinlenmek, çalışanların hakkıdır." ibaresi geçmektedir. Ayrıca "Yıllık izin hakkından vazgeçme" gibi bir durumun olmadığını da ayrıca belirtmek gerekiyor.
1. Yıllık Ücretli İzin Süreleri
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesine baktığımızda yıllık izinin kullanılması için için işçinin en az 1 yıl boyunca çalışmış olması gerekmektedir.
![]() |
Yıllık izin süreleri, Kaynak: Muhasebetr |
Tablonun iki farklı istisnasının olduğunu da ayrıca belirtmek gerekiyor.
a. On sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. (İş K. md.53)
b. Yer altında çalışan işçilerin yıllık izin süreleri tablodaki izin günlerine dörder gün ilave edilerek uygulanır.
Ayrıca isteğe bağlı olarak yıllık izin süreleri "iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile" arttırılabilir.
2. Yıllık Ücretli İzin Kullanımı
Yıllık ücretli izinlerin, yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir. (İş K. md.60)
Yukarıda belirtildiği gibi işçi yıllık iznini kullanmadan önce ilk olarak işverene haber vermesi gerekir. Bunun sebebi siz izninizi kullandığınızda işveren de sizin boşluğunuza göre gerekli tedbiri almasıdır.
Yıllık izninizi kullanırken izin sürenizi tek bir seferde kullanabilirsiniz. (Örn: 2 yıllık bir hizmet süreniz var. Kıdeminize göre toplamda 14 gün yıllık izin hakkınız oluyor. Bu süreçte 14 günü topluca kullanabilirsiniz.)
a. Yıllık İzinlerin Bölünerek Kullanılması
2016'nın Mayıs ayında yürürlüğe giren torba yasa itibariyle artık yıllık izinlerinizi bölerek kullanabilme hakkı yeniden düzenlenmişti. Eskiden izinlerimizi 3 parçaya bölüp kullanabiliyorduk. Güncel yasa ile izinlerimizi izinlerimizi, işverenle anlaşarak istediğimiz kadar bölebiliyoruz. Tek şartı ise bölünen izinlerden birinin en az 10 gün olması şeklindedir.
Örn: 14 günlük izin hakkımız var. (10 gün + 1 gün + 2 gün + 1gün şeklinde kullanabilirsiniz.)
3. Yıllık Ücretli İznin Diğer Özellikleri
a. İşten ayrılmanız halinde yıllık ücretli izinleriniz yanmaz. Yıllık izin süresindeki ücretinizi alabilirsiniz.
b. Bir yıl içinde kullanmadığınız izinler de kesinlikle yanmaz ve sonraki döneme devreder.
c. Yıllık izni kullanmayıp bunun yerine ücretini talep etmek ise kanunen yasaktır. Ne yazık ki pratikte bu yasak bazen ihlal edilebilmektedir.
d. Yıllık izin kullanırken başka bir işte çalışmak kanunen yasaktır.
e. Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir şehirde geçirecekse izin gününüze ek 4 günlük yol izni alabilirsiniz. Bunu yaparken mutlaka başka bir şehre gittiğinize dair yol bileti vb. şeklinde belgelendrmeniz gerekir. (Örn: Çalıştığımız şirket İstanbul'da yer alırken, yıllık iznimizi memleketiniz olan Isparta'da kullanacaksanız. Yolculuğunuzu belgelendirip 4 günlük yol iznini kullanabilirsiniz.)
18 Ekim 2017 Çarşamba
Gece Çalışması Hakkında
Gündelik iş hayatında yer alan bazı sektörlerde işçilerin “gece çalıştırılması” zamanla bir gereklilik haline gelmiştir. Gece çalışmalarında aynı zamanda birtakım zorluklar yaşandığı için beraberinde yapılan düzenlemelerde konuyla ilgili kısıtlamalar ve yasaklanmalar da ayrıca bulunmaktadır. Gece çalışması ile ilgili genel düzenlemeler 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 69.maddesinde belirtilmiştir.
1. İş Kanununa Göre Gece Nedir? Gece Çalışma Saatleri
Çalışma hayatında “gece” en geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve her halde en fazla on bir saat süren dönemdir. (İş K. md.69 f.1)
Yukarıdaki İş Kanunu maddesine baktığımızda işletmeye ve sektöre bağlı olarak gece çalışma saatlerinin kısmen esnek bırakıldığını görebiliriz. Her ne kadar saat seçimleri konusunda kısmi bir esneklik olsa da, gece dönemi 11 saatten fazla olamamaktır.
Gece çalışma saatleri ise en fazla 7,5 saat şeklinde belirlenmiştir. (İş. K. md.69 f.3) Normal şartlar altında bir işçinin gece döneminde 7,5 saatten fazla çalışması yasaktır. Ancak konuyla ilgili bazı sektörler gece çalışma saati kapsamanın dışında tutulmuştur. Özel güvenlik, sağlık, turizm gibi alanlarda yer alan işçiler, yazılı onaylarının alınması durumunda 7,5 saatin üzerinde çalışabilirler.
Son olarak bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin “gece” başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir. (İş K. md.69 f.2)
2. Gece Çalışmasının Yasaklandığı Durumlar
Gece çalıştırmaları ile ilgili genel hükümler 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 73.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır. Onsekiz yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilir. (İş K. md.73)
3. Gece Çalışmalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Gece çalışmaları bölgesel, iklimsel ve saat dönemi olarak çeşitli farklılık oluşturduğundan dolayı İş Kanunu kapsamından dolayı birkaç zorunlu prosedüre tabi tutmuştur.
a. 4857 sayılı Kanuna göre, gece çalıştırılan işçiler, işveren tarafından en geç 2 yılda bir periyodik sağlık kontrolünden geçirilmelidir.
b. Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir. (İş K. md.69 f.4)
1. İş Kanununa Göre Gece Nedir? Gece Çalışma Saatleri
Çalışma hayatında “gece” en geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve her halde en fazla on bir saat süren dönemdir. (İş K. md.69 f.1)
Yukarıdaki İş Kanunu maddesine baktığımızda işletmeye ve sektöre bağlı olarak gece çalışma saatlerinin kısmen esnek bırakıldığını görebiliriz. Her ne kadar saat seçimleri konusunda kısmi bir esneklik olsa da, gece dönemi 11 saatten fazla olamamaktır.
Gece çalışma saatleri ise en fazla 7,5 saat şeklinde belirlenmiştir. (İş. K. md.69 f.3) Normal şartlar altında bir işçinin gece döneminde 7,5 saatten fazla çalışması yasaktır. Ancak konuyla ilgili bazı sektörler gece çalışma saati kapsamanın dışında tutulmuştur. Özel güvenlik, sağlık, turizm gibi alanlarda yer alan işçiler, yazılı onaylarının alınması durumunda 7,5 saatin üzerinde çalışabilirler.
Son olarak bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin “gece” başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir. (İş K. md.69 f.2)
2. Gece Çalışmasının Yasaklandığı Durumlar
Gece çalıştırmaları ile ilgili genel hükümler 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 73.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır. Onsekiz yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilir. (İş K. md.73)
3. Gece Çalışmalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Gece çalışmaları bölgesel, iklimsel ve saat dönemi olarak çeşitli farklılık oluşturduğundan dolayı İş Kanunu kapsamından dolayı birkaç zorunlu prosedüre tabi tutmuştur.
a. 4857 sayılı Kanuna göre, gece çalıştırılan işçiler, işveren tarafından en geç 2 yılda bir periyodik sağlık kontrolünden geçirilmelidir.
b. Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir. (İş K. md.69 f.4)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)