31 Ekim 2021 Pazar

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Teşvikleri Hk. (Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri)

Ülkeler katma değerli üretimi ve hizmeti attırmak için çeşitli bölgeler belirleyip o bölgelere çeşitli vergi avantajları ve teşvikler sunmaktadır.

Türkiye'de ise vergi avantajlarının olduğu bölgeler ana hatlarıyla "Serbest Bölgeleri" ve "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri" şeklindedir.

Bir dönem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Teknoloji Geliştirme Bölgelerini genişletip, Serbest Bölgeleri de bu kapsama almak istemiştir. Ancak iki bölgenin yapmış olduğu faaliyetlerin farklılığı sebebiyle bu proje rafa kaldırılmıştır.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Avantajları

A. Kurumlar Vergisi İstisnası

B. Gelir Vergisi İstisnası

C. Gümrük Vergisi İstisnası

D. SGK İşveren Primi Desteği

E. Damga Vergisi İstisnası

F. KDV İstisnası

A. Kurumlar Vergisi İstisnası

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde faaliyet gösteren şirketler, yapmış oldukları yazılım ve Ar-Ge işlemlerinden etmiş oldukları kazançlar kurumlar vergisinden istisnadır.

Önemli: Bölgede faaliyette bulunan şirketlerin bölge dışında gerçekleştirdikleri faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar, yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilmiş olsa dahi istisnadan yararlanamazlar.

B. Gelir Vergisi Teşviki

Ar-Ge, yenilik ya da tasarım merkezinde çalışan personeller belli oranda gelir vergisi stopajı silinir.

Yüksek Lisans mezunu: %95

Lisans mezunu: %90

Diğer: %80 oranında gelir vergileri terkin edilir.

Önemli: Haftalık 45 saatlik çalışma süresinin üzerinde gerçekleşen fazla mesai çalışmaları bu kapsama dahil değildir.

C. Gümrük Vergisi İstisnası

Ar-Ge teşvik kanunu kapsamında yapılan her türlü alımlar gümrük vergisinden muaftır.

D. SGK İşveren Primi Desteği

Kanun kapsamında çalışan personeller SGK İşveren Priminin %50'sinden muaftır.

E. Damga Vergisi Muafiyeti

Ar-Ge, yenilik ya da tasarım merkezinde çalışan personeller damga vergisinden muaftır. Aynı zamanda şirketlerin yapmış olduğu sözleşmelerde damga vergisi muafiyeti bulunmaktadır.

F. KDV İstisnası

Kanun kapsamında olan şirketler, Ar-Ge faaliyetleri kapsamında almış oldukları her türlü yeni makineve teçhizatların KDV'sinden muaftır.

Önemli: Kanunda "yeni" ibaresinin geçtiğini özellikle belirtmek isterim. Aynı zamanda makine ya da teçhizat yeni alınsa dahi, bu makine ve cihazlarda kullanılmak üzere alınan parça ve cihazlar KDV istisnası kapsamı dışındadır.

KDV istisnası kapsamından faydalanmak için ayrıca bu şirketlerin bağlı oldukları vergi dairesinden KDV istisnası belgesi alması gerekmektedir.

30 Ekim 2021 Cumartesi

Dönem Sonu Muhasebe Süreçleri Hakkında (Geçici ve Kurumlar Vergisi)


Mali yıl kapanışına ilişkin hazırlamış olduğum görseli sizlerle paylaşmak istedim. İlgili görselde elbette işletmenin yapısına göre (hizmet işletmesi, ticaret işletmesi, üretim işletmesi) sürece farklı eklemeler yapılabilir.

DÖNEM SONU SÜREÇLERİ

1- Genel Geçici Mizan Hazırlanır.

2- Envanter çıkarılır.

*Muhasebe Dışı Envanter: Sayım, kontrol ve değerleme vb.

*Muhasebe İçi Envanter: Kayıt bazında işlemlerdir.

(Muhasebe dışı envanter işleminde büyük defter ve yevmiye defteri ayrıca karşılaştırılır.)

(Muhasebe içi envanter işleminde ise düzeltme kayıtları yapılır. Ayrıca gelir tablosu hesaplarının kapatılması bu aşamada gerçekleşir.)

3-Kesin mizan çıkartılır.

(Doğrulama işlemleri tamamlandıktan sonra çıkan mizandır. Gelir tablosu hesaplarının bakiye vermemesi gerekir. Bilanço hesapları bakiye verebilir.)

4-Mali tablolar düzenlenir. (Gelir tablosu ve bilanço.)

(Ayrıca kontrol ve yönetime sunum amaçlı diğer mali tablolar düzenlenebilir.)

5-Kapanış kayıtları yapılır.

Özellikle mali yıl kapanışı kapsamında muhasebe ilkelerinden "Dönemsellik İlkesine" ayrıca dikkat etmemiz gerekiyor. Bu konuyla ilgili dikkat etmemiz gereken birkaç noktayı aşağıda paylaşmak istiyorum.

DÖNEM AYIRICI HESAPLAR:

180: Gelecek Aylara Ait Giderler

280: Gelecek Yıllara Ait Giderler

181: Gelir Tahakkukları (Kısa vadeli)

281: Gelir Tahakkukları (Uzun vadeli)

381: Gider Tahakkukları (Kısa vadeli)

481: Gelir Tahakkukları (Uzun vadeli)

Kira giderleri, elektrik/su/doğalgaz vb. giderler, banka tarafından kesilen faiz ve komisyon giderleri, dönem içerisinde tüketilen ve buna bağlı olarak giderleşen yardımcı malzemeler (temizlik malzemeleri, kırtasiye malzemeleri vb.), bankadan açtırdığımız vadeli mevduat hesaplarımızın faiz gelirleri, bono/tahvil/senet faizleri, bankadan kullanmış olduğumuz krediye bağlı olarak alınan ve alınacak olan faizlere ayrıca dikkat etmemiz gerekmektedir. (Bu listede uzatılabilir.)

Envanter Değerleme Yöntemleri Hk.


Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine göre iki şekilde envanter yöntemi kullanabiliyoruz. Bunlar "Sürekli Envanter Yöntemi" ve "Aralıklı Envanter Yöntemi" şeklindedir.

Sürekli Envanter Yönteminde, satılan her mamul ya da ticari mal, satış işlemi gerçekleştikten sonra anında ilgili maliyet kaydı atılarak muhasebeleştirilir.

Aralıklı Envanter Yönteminde ise ilgili satışlara bağlı olarak dönem sonunda maliyet kaydı atılarak muhasebeleştirlir.

Envanter değerleme yöntemlerinin derinine indiğimizde aslında Sürekli Envanter Yönteminin daha sağlıklı sonuçlar verdiğini söyleyebiliriz. Zira satış gerçekleştikten sonra gerçekleşen maliyet kayıtları hem daha güncel hem de pratik olarak daha kolaydır.

Aralıklı envanter yönteminde ise doğru maliyete ulaşmak için mutlak suretle dönem sonunda esaslı bir stok sayımı yapmak gerekmektedir. Elbette kontrol amaçlı aynı sayım işlemi Sürekli envanter yönteminde de uygulanabilir.

Belki de birçok kişi için saçma gelebilecek olan bir soru aklıma takıldı. "Neden iki farklı envanter değerleme yöntemi bulunuyor? Neden sadece tekdüze bir envanter yöntemi kullanmıyoruz?" sorusu aklıma zaman zaman gelmiştir.

Aslında burada basit ama bir o kadar önemli bir nokta bulunuyor. Bildiğiniz üzere sadece envanter yöntemleri direkt olarak stok değerleme yöntemleriyle ilişki içerisindedir. Kullanmış olduğumuz envanter yöntemine göre stok değerleme yöntemimizin de değişmesi gerekmektedir.

Birçok stok değerleme yöntemi bulunsa da envanter farkının maliyetlere olan etkisini görebileceğimiz en net yöntem Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemidir.

Ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bunlar Tartılı Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemi ve Hareketli Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemi şeklindedir.

Tartılı Ağırlıklı Ortalama Maliyet yönteminde satın alınan hammadde ve malzemeler için katlanılan toplam maliyet, satın alınan toplam miktara bölünerek bir ortalama maliyet hesaplanır.

Hareketli Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yönteminde ise stoklara her yeni hammadde ve malzeme girişinden sonra yeni bir ağırlıklı ortalama maliyet hesaplanır. Üretime gönderilen ve stoklarda kalan hammadde ve malzemeler için de en son hesaplanan ortalama maliyet kullanılır.

Bu da demek oluyor ki Sürekli Envanter Yöntemi kullanan bir işletme için Hareketli Ağırlıklı Ortalama Maliyeti Yöntemi stokların değerlenmesi ve maliyet açısından daha doğru sonuçlar verecektir.

Öte yandan Aralıklı Envanter Yöntemi kullanan bir işletme için Tartılı Ağırlıklı Ortalama Maliyet sistemi daha doğru olacaktır.

Envanter yöntemi deyip belki de geçtiğimiz bu durum direkt olarak maliyetlerin farklı bakiye vermesine sebep oluyor. Belki bu konuyla ilgili bir gün video hazırlayabilirim. İşin içine hesaplama girdiğinde aradaki farkı görüp şaşıracağımıza eminim.

Selamlar, sevgiler.

Kaynak:

Stok Değerleme Yöntemlerinin Tanımı: https://www.ankara.edu.tr/


15 Ekim 2021 Cuma

Neden Yansıtma Hesapları Var?

Üniversite birinci sınıfta muhasebe dersinde hocamız dönem sonunda 7A Maliyet Hesaplarını ilgili yansıtma hesaplarını kullanarak 6.Gelir Tablosu hesaplarına aktarmıştı. Derste "Neden yansıtma hesaplarını kullanıyoruz? Direkt ilgili hesapları aktarsak olmaz mı?" diye sorduğumda hocam bana "Burası Türkiye, burada kulağını hep tersten tutarsın." demişti.

Ben de üstüne çok düşmeden ezberleyip geçmiştim. Meğer bu olayın bir mantığı varmış.

Takım elbise diktirmek için terziye gittik. İstediğimiz takım elbisenin rengini ve tarzını söyledik. Terziye bu iş için ne kadar ödeyeceğimizi sorduk. Terzi ise herhangi bir fiyat söylemeden ölçümüzü aldı, kumaşı hazırlayıp takım elbiseyi dikti. Bu takım elbisenin ise 15.000 TL olduğunu söyledi. Biz de böyle bir bütçemizin olmadığını belirttik. Halbuki terzinin bu takım elbiseyi dikmeden önce bize maliyetini önceden hesaplayıp fiyatını söylemesi gerekirdi. İşte bu yüzden yansıtma hesapları kullanılıyormuş.

Bazı özel sipariş esaslı çalışan işletmeler ilgili dönem öncesinden maliyetlerini saptarlar ve bu maliyeti direkt olarak Gelir Hesaplarına aktarırlar. Bu aktarım için yansıtma hesabı önden kullanılır.

Yılbaşında tahmin ettiğimiz maliyetleri ilgili gelir hesabına yansıtma hesaplarına aktarıyoruz. Yıl içerisinde gerçekleşen giderlerin farklarını ise aşağıdaki fark hesaplarına aktarıyoruz.

Tahmini maliyet sistemini kullanmayan mükellefler ise ilgili maliyetler gerçekleştikçe dönem sonunda gelir hesaplarına aktarıyor.

Bu iki farklı sistemi kullanan mükellefler arasında yöntem farkını en aza indirmek için aradaki yansıtma hesapları büyük önem taşıyor.

Tahmini maliyet hesaplarındaki bakiye ile gerçekleşen maliyet hesaplarındaki bakiye hesapları arasındaki farklar fark hesabına şu şekilde aktarılıyor.

Olumsuz Farklar: İlgili Fark Hesabının Borç Kısmına yazılır.
Olumlu Farklar: İlgili Fark Hesabının Alacak Kısmına yazılır.